18 Kasım 2007 Pazar

BROŞÜR GİBİ OLABİLİR…

İzmir 3. İdare Mahkemesi Başkanlığına,
İzmir

Dosya no :
Önce savunma makamı yargıçlara dosyanın daha iyi anlaşılacağı görüşü ile bir anısını anlatacak;
1980 sıkıyönetiminde özelliği olan bir militanın avukatı idim. TCK.146… Mahkum oldu… Dosya askeri yargıtayda .. ben her gün mahkeme onayı, Kenan Evren onayı ve asılacak diye bekliyorum, hastayım.. Cezevine gitmek.. sakinleştirci almak.. sehpada söyleyeceklerini hafızama işlemek gibi gibi…
Birden bir psikiyatrist dostuma gittim. Ahmet Dilsize… anlattım.. ne yapabilirirm diye .. Bana ‘’ temporal sara hastalığı var.. ABD ‘ de bir kişi bilmeden bu hastalıkla uyanıyor, uçağa biniyor.. Washingtona gidiyor birini öldürüyor ve dönüyor hatırlamıyor.. ‘’ dedi.. VBe beni daha hocaları Prof. Selçuk Tuncere yolladı. Gittim… Sonuçta Hoca bana ‘’sen hukukçusun tıp bilimini bırak şimdi.. Sen yargıçların yüreğinde hukuk yarası aç, git dedi…’’
Şimdi ben kusura kalmayın, siz sayın yargıçların yüreğinde hukuk - vicdan yarası açmak için buradayım…
Çünkü davanın 3 bilirkişisi de umurumda değil, ıskalıyorum… 3 tane çevre hocası…3’ ü de Çevre hocası… Aralarında 1 tane insan hocası, 1 tane toprak hocası yok….
Dosyada 100 tane çevreci, insancı, toprakçı, kimyacı, yer altı’ cı, sucu profesör raporu var… Zaten sizin hukuk aramayıp, yapmayıp nerden çıktı ise. Kim talep etti ise de, 3 çevre hem de üçü de çevre profesörü bulmaya kalkmanızdan ötürü yüreğinizde yangın yaratmak için buradayım.

Geçmişi birazdan hızlı biçimde aktaracağım;
Şimdi önce daha yeni öğrendiğim alakalı şeyleri anlatmak istiyorum ; Bunları duymuş olamazsınız… Biliyor olamazsınız…
Ama önce başlıklar halinde bir ufuk turu yapmak daha doğru olacak ;
İlk idari işlem işlem…,, ilk çed …
İzmir 1. idare mahkemesi red… Yargıç Esin Tan muhalefet oyu var.
Danıştay 6. D sinin Anayasamızın 17. maddesine dayalı muhteşem BOZMA kararı…
Muhkem kaziye
Beklenti ne olabilir hukuk devletinde … mahkeme kararına uymak…
Yok. Burası T.C … Arkaya dolanılır…
aa.Başbakanlık müsteşarlığı bakanlıklara şu altın madencilerine izin verin dedi. Davayı kazandık. (Danıştay Nöbetçi heyeti, hatta sonradan Danıştay başkanı olacak bey , hatta emekli olduğu gün bu firma o kadar güzel ve zararsız işletme faaliyeti yapıyor ki, başından beri bunlar yapsaydı AİHM davası kazanılmazdı ‘’ diyebilen başkan…) madeni faaliyete açtı… 3 vardiye… Ama sonra yine davayı kazandık.,
bb.Bakanlar Kurulu Gizli kararnamesi garabeti çıkardılar (6.D ustalaşmıştı.. esas girdi. 8.D bizden bul gizli kararı diye tutturdu. Sonuç kazandık )
AİHM ‘ de 3 ayrı dosya ihlal kazandık.
AMA CİDDİ SURETTE ARKAYA DOLANMAK GEREKTİ…
ÇED YÖNETMELİĞİNE 3 VE 6 . MADDE GELDİ VE çed durum belgesi KAVRAMI UYDURULDU.(Allah aşkına bakın bu Çed durum belgesi için devlet bürokrasisi toplantısına . ‘’ muhalefet muhalefet muhalefet cümlelerine.. ekte sunuyorum…),
Çünkü artık karşımızda yeterli koza firması var.
ABD Büyükelçisi EDELMAN destekli ricalı belgeli imar izinleri alınıyor. (İptal ettiriyoruz, kazanıyoruz.)
2 sayılı gsm izni alıveriyorlar, dava açıyoruz.. Bu sırada orman iznini iptal ettiriyoruz. Eski imar iznini, eski sağlık iznini hepsini iptal ettiriyoruz. )
Maden yasası geliyor.. (Anayasa mahkemesi önünde 3.5 yıldır bekleyip duruyoruz.)
Maden yönetmeliği geliyor..(Bakınız Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nde, Madencilik faaliyetleri sonrasında “çevre ile uyumlu hale getirme” yükümlülüğü mevcuttur;
Madde 27/c- İşletmenin tamamlanmasını takiben faaliyette bulunulan alan en geç 6 ay içinde çevre ile uyumlu hale getirilir.
Madde 34/ç Faaliyetlerin tamamlanmasını takiben yapılacak rekültüvasyon çalışmaları ile bu sahalar en geç 6 ay içinde çevre ile uyumlu hale getirilir.
Madde 44 “………...en geç 6 ay içinde çevre ile uyumlu hale getirmekle yükümlüdür. Aksi halde Kanunun 7. Maddesine göre işlem yapılır.”
PEKİ sizin rehabilitasyona gitmeden buraya 3 kat kapasite artırımı ile her yerden altınlı toprak getirilmesine içiniz hukuken yanmaz mı ?)
Ve firma korkudan, yedeklemek için 10 sayılı gsm izni almış cebine..
Nedenini bilemiyoruz.. bütün dosyalar sizin mahkemenizde birleşti.
Gelelim yönetmelik davasına Danıştay hem 3 ve 6. madde ile dayalı işlem iptali davasını açtık. Danıştay bu davalara bakar iken birden ayrı ayrı açınız davaları dedi. Şaşırdık ama açtık. Orada görülen dava Danıştay 6.D 2005/4294 duruşması 31.10.2007 idi. Ne karar verdiler bilmiyoruz.
Sizin mahkemeye de meşhur bu dayalı işlem davası 745 ile düştü…
Bu davada bilirkişi olmaz… ilk çed kabul görmemiş ki çed kılıklı çed durum belgesine bakılsın ve hele 3 ü de çevreci bilimciye gidilsin güvenilsin… Bu bilimciler size altınlı toprağın bittiğini, gümüşhaneden toprak geldiğini, havrandan toprak geldiğini, dikiliden de toprak gelecek diye hazırlıklar olduğunu söylemediler… Aldatıldınız. Topraklar gelmeye başladı..Bunu biliyormusunuz ?
Bu kavranılmadan bu dava bitebilir mi;Danıştayın yönetmelik iptal kararı bitmeden bu dava bitebilir mi?
İlk Çed iptal edilmişken ve bizim ilk çed’i klabul etmediğimiz, öldürdüğümüz ortada iken bu dava bitebilir mi?
Bize kara çala çala, ajan diye diye Ankara DGM ‘ lerde baro disiplin kurullarında aklandığımız halde hala bize ajan demelerle bu dava bitebilir mi ?
Bir mahkeme başkanı bana verdiği kararı göstermem dedi vermem dedi diye bakın idare mahkemelerinden kurtuldu ama Danıştay olmaz dedi… sunuyorum…
Bakın bir Danıştay yargıcı mütalaasında, müvekkilim firma dedi diye baş ağrıtmaya kalktım.. neden böyle dedi? Avukat mıydı yeni mi tayin oldu kanun sözcülüğüne diye… bilgisayar kaseti mi var diyorum… Soruşturma içinde … yargılama sürüyor.
Bakın Bülent Ecevit ve arkadaşları hakkındaki şikayetime takipsizlik veren bir Ankara savcısının bana tebligat yapmayıp ağır cezaya itiraz edemeyişimi aihm ‘ YE TAŞIDIM.
Maden firmasının avukatına İçişleri Bakanlığı benim hakkımda bir otelde kalmış… gibi bir bilgi verilmiş.. Bakınız sunuyorum.. bakanlık hakkında ve bu tür şeyleri devlet denetleme kuruluna denetlettirmiyor diye cumhurbaşkanı hakkında tazminat davam sürüyor.
Bir savcı taze yeni çıkmış medyanın peşinde olduğu bir Danıştay kararını 5 gün sonra gel diye bana vermiyor diye soruşturma yolunda yargılamalar devam ediyor.
2 bakanlık müfettişi bir İzmirli yargıcın benimle aynı dünya görüşünde olabilip bu yüzden benim davalarımda lehe sonuç alabilip alamadığımı soruyor.. Bir tek yargıç bana çay bile ısmarlamış olamaz, görmemişsinizdir, duymamışsınızdır.
Bunların içinde dava bitebilir mi ?

Şimdi son duyduklarımı, öğrendiklerimi aktarmalıyım:
İ:T:Ü de bu bazı bilimcilerin yardımıyla yarı gizli toplantılar yapılmış… meğer Uşakta yd kararı çıktı ya, maden kapatıldı ya.. Kanadalı firma uyanmış, hocalarla tanışmış, kozayla da aşka girmiş ve 24 hektar 24 hektar toprakları zenginleştirerek siyanür liçi için bergamaya getirecekmiş, hesabını kitabını yapıyorlarmış.. Korkarım efemçukurunun toprağını da, kazdağının toprağını da hepsinin toprağını bergamaya getirecekler..

Peki Bergama çed ‘ inin 3 kat kapasiteye çıkarmak için çed toplantısı yapıldığını . bergamaya gittiğimizi itirazlar ettiğimizi biliyormusunuz? Biliniz.. Belgeleri ekte.
2000 yeni vekelatname oldu.. Halk kızgın… Bergamalılar yorgun morgun ama kızgın… avukatları şeker meker ama yılmış değiliz… yine davalar açıyorum açacağım, belki de yine kazanmaya başlayacağız.

Sözlerimi şöyle bağlayacağım;

Başlangıçta anlattığım ‘’ insan idamında hakimlerin yüreklerinde hukuken yara aç yoksa tıpsal arayış değil ‘’ dersi aldığım üzere bu sefer doğanın, insanların çocuklarınnn, ölümler artışı, başlayan kanserler, başlayan kadınların göğüslerinin alınması, hukukun idamı davamızda ; siz sayın yargıçların yüreğinde yara açmak istiyorum… Bu savunmamla……. ‘’’’’’’’’’’ deyip bitiriyorum

Av.Senih ÖZAY

Hiç yorum yok: