18 Kasım 2007 Pazar

AB BAKANLAR KOMİTESİNE

Av.Senih ÖZAY 0.542.3298478
Av.Murat Fatih ÜLKÜ
Av.Eren ILHAN GÜNEY
Av.Cem NEMUTLU
1407sk. NO:2/5 Alsancak İzmir Tel:4210094-95-96 Faks:4210115
avsenih@hotmail.com-erenguney@hotmail.com- cnemutlu@hotmail.com_


Avrupa Parlamentosu
BAKANLAR KOMİTESİNE
Konseye
Komisyona
Genel Sekretere

COUR EUROPEENNE
DES
DROITS DE L’ HOMME

CONSEIL DE L’ EUROPE /STRASBOURG

Deuxıeme sectıon

Applicatıon no : 46117/99

Sefa Taşkın dosyasının ardından ;


Applicatıon no : 46771/99

Ali Öçkan vd TÜRKİYE

dosyası ile ilgili kesinleşen bu dosyadan da T.C Hukumetince uygulanmayış karşısında ;

BAKANLAR KOMİTESİNİN ÖNÜNE BU DOSYANIN DA GÖTÜRÜLEREK, Bruksel zirvesinde AP 15.12.2004 tarihli karar da değerlendirilerek, BİRLEŞTİRİLEREK T.C DEVLETİNİN MAHKEME KARARINA UYMASI, MEVZUAT VE UYGULAMA DEĞİŞİKLİKLERİNE GİTMESİ VE Sözleşmenin 46. maddesine göre incelemeler yapması tavsiye karnesi hazırlaması tepki ve yaptırım belirlemesi için başvurmak durumunda kalmaktayızdır.

BU VESİLE İLE ;

Yıllardır süren siyanürlü Bergama/Türkiye/Dünya dosyamızı toparlamak istiyorum;

Bergama Ovacıktaki madeninde altınlı toprak kalmayışı ve fakat Gümüşhaneden, Havrandan ve Dikiliden toprak getirip işletmeye devam etme yolunda altın firması ile idarenin ittifakı ortaya çıkınca herkesin sıtkısı sıyrılmış ve isyan edesi gelmiştir.

Üstelik Havrandan toprak taşımaya karşı da Bursa İdare mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı aldık, hatta Bölge idare mahkemesi de onların itirazlarını reddetti.

Ama bu ilamı da 30 gün içinde uygulamadılar. Savcılığa şikayet yaptık.

Arkadan yine arkaya dolanma çıktı geldi…Valilik bu sefer ‘’ 25 hektar altındaki bir maden arazisi söz konusu olduğundan 1. sınıf gayrısıhhi müessese değil ve izin gereksiz ‘’ denilerek maden açılmış ve danslar eşliğinde faaliyet başlatılmıştır.
HALBUKİ DANIŞTAY GENEL KURULU 9.11.2006 GÜNÜ ‘’ BÜYÜKLÜK ESASINA GÖRE YAPILAN SINIFLANDIRMA’ NIN HUKUKA AYKIRI OLDUĞU, VE İLERİDE TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR DOĞURABİLECEĞİ SONUCUNA ULAŞILMAKTADIR.’’ DENİLEREK YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI VERMİŞ OLMASINA RAĞMEN VALİ BEY BUNU DA ISKALAMIŞTIR. 2. KEZ Yargıtay baş savcılığına şikayet yaptık

Tabii ki artık uzun elyaflı pamuğu, sanayi, domatesinin yüzde kırkını karşılayış, zeytinler ve en kaliteli granit, altına feda edilemeyecek SU olgusu, hukuka arkaya dolanmaya son meselesi artık gündeme gelmiştir. İnşallah gündem geri kaçmaz..
Bu sefer odalar, barolar, dernekler kadınlar çocuklar hukuken ayağa kalkarlar…..

Heyecanımızı belirtmek için bu bilgi notunu da sunmak istedim.

1. Altın iri taneli iken Elekle ihtiyar şapkalı amcalar... Su kenarlarında... (ABD FİLMLERİ)
2. İsveçliler siyanürle altın çıkarmayı buldular... (ANSİKLOPEDİ SAYFASI)
3. Güney Afrika’da yoğunluklu iş götürülürken zengin olanlar zengin olurken Güney Afrika ırk, rejim sıkıntısı ve orada çok yerin kilometrelerce altına girmek gereği ve pahalılık nedeniyle T.C göze kestirilmiş idi.
4. Her yerde altın var.. ancak hukuk, çevre hakkı kuvvetli olunca faaliyet yok...( Paris yakınlarında 1 küçük, İspanyada 1 küçük, 1 İsveçte bir küçük altın madeni varlığı hem eski ve hem laboratuvar boyutludur.)
5. Ankaraya geldiler kravatlılardan çok izin aldılar.. (Bakan Faralyalı konuşabilir. O verdi..)
6. Bunlar Eurogold idi, Tüprag idi, Cominco idi, Dardanel, Anglo tur idi...
7. Tabii önce Bergama ve Sivrihisar halkı sevindi.. Zengin olacağız ve çocuklarımıza iş çıkacak diye.. (Burasını eski belediye başkanı Sefa Taşkın anlatabilir.)
8. Önce mücadele Havran Küçükdere’de başladı... (Orasını Birsel Lemke iyi bilir..)
Ve zamanın Çevre Bakanı Doğancan Akyürek korkunç bu mücadeleye teslim oldu ve Tüprag’ın iznini reddetti... Ona o ara etki peşinde koşan milletvekili halen emekli Av. Melih Pabuççuoğlu idi.
9.Bergama bundan etkilendi ve hukuksal gürültü başladı...
10.Prof.Orhan Uslu ve arkadaşlarının ilk ÇED raporu ortaya çıktı...ele geçti…
11.Davalar açılmaya başlandı.
12 İlk tesbit davası açıldı. 1 yıl boyunca yöre flora ve faunası izlemeye alındı. Bilirkişilerce.. ( Prof Dr. Ümit Erdem konuşabilir.)
Haricen halk sağlığı Prof Dr. Fethi Doğan halkı aydınlattı.
Haricen Yer altı suları Profesörü Şevki Filiz halkı aydınlattı.
Haricen Kimya Profesörü Emür Henden halkı aydınlattı...
(burada saplama ile daha sonra Uşak, Eşmede de şantiye kuran yabancı altın firması için köy kahvesinde sohbet yapan bir Uşaklı avukat ve bir gazeteci, ve Kimya Doçenti Hüseyin Yıldıran, gözaltına alındılar ve 1,5 yıl hapse çarptırıldılar. Ve zor zahmet Yargıtayda aklandılar. O Doçentimiz konuşturulabilinir )
13. Alman vakıflarının hiçbiri ile ilişki kurulmamıştır. Sadece FIAN isimli bir dernekle ve başkanı Petra Sauerland ile Türk Dr.eşi Mesut ile beraber tanışılmıştır. Avukat Senih Özay İzmir Güzelbahçe’de mangal ve rakı ikram ederken bu konuda bilgi vermiş ve katkı istemiştir. Casusluk bu kadarcıktır.
14.Firma da Bergama Asliye Hukuk mahkemesinde tesbit davası açtı ve zarar olabilir ama tedbir de alınabilir diyen bir rapor aaldılar. ( Ot gibi küçük bitkilerin Doçenti olan Dr. Oktay Çelen rapşoru yazdıydı.. Konuşulabilinilir.)
15.Bergama’da Çamköy civarında siyanürle altın elde edilmesi için çevre bakanlığınca verilen ÇED izni aleyhine İzmir 1. İdare Mahkemesinde dava açtığımızı biliyor musunuz?

16.İzmir 1. İdare Mahkemesinin ODTÜ’lü ziraat, çevre ve maden hocalarına bilirkişi incelemesi yaptırttığını, bu raporun deprem riski, yer altı sularının belirsizliği, halkın istemeyişi gibi olumsuzluklara rağmen yine de EUROGOLD firmasının çevreci imajını bozdurtmayacağı, İzmir Valiliği’nde kurulan izleme ve denetleme kurulunun denetleme yapacağı, yabancı sermayenin ürkütülmemesi gerektiği psikolojik noktalarından hareketle izin verilmesi gerektiği yollu mütalaanın ardında mahkemenin Esin Tan isimli bayan yargıç üye marifetiyle, iki erkek yargıç üyenin kararıyla yer seçimi yönünden iznin geçerli olduğuna karar vermişlerdir.

17.Danıştay’ın 6. dairesi mahkeme hükmünü söz konusu işletmenin faaliyetinin anayasanın 17. maddesindeki yaşama hakkının, 56. maddesindeki sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının ihlalini, yöntemin kamu yararına olmadığını, insana zarar verdiğini gerekçelendirerek hükmü bozmuştur.

18.Yerel mahkemede ilama uyularak hüküm kesinleşmiştir.

Ve Av.Senih ÖZAY Anayasa madde 138 /4 ve TCK 146. Maddeye göre mahkeme ilamlarına direnişe İdam cezası gereğini ancak idama karşı olduklarını şaşkın olduklarını söyler durur. (Gazeteler )

19. Bu süreçte Uludağda Sivil itaatsizlik kollokyumu olur. Oktay Konyar ve Senih Özay katılırlar ve çok şey öğrenirler... Hukuka uygun kanunlara aykırı ya da kanunların sınırındaki eylemlere sivil itaatsizlik denilir.... Oktay Konyar ve Bergama köylüleri bu konuda ustalaşmışlardır. (Oktay Konyar dinlenebilinir. Ve de o hocalardan sivil itaatsizlik kitabının yazarı Prof Dr. Hayrettin Ökçesiz konuşabilir. )

20.Mahkeme kararının uygulanması beklenirken Firmaya ‚’ gitme kal Türkiye’de çok şey değişir, kervan yolda düzülür, basın senin yanına gelebilir, avukatları kalp, şeker hastası olabilir v.s ‘’ der bir büyük.. Ve onlar gitmez kalırlar.

21. HALBUKİ ARTIK YÖREDE O KOORDİNATLARDA ALTIN MADENİ İÇİN YER SEÇİMİ UYGUN DEĞİLDİR.

22.Böyle bir durumda bir hukuk devletinde anayasanın 138.maddesi, 2577 sayılı yasa madde 28 gereği mahkeme kararına uyularak firmanın o ana kadar yaptığı 3 milyon dolarlık masraf tartışılarak, rehabilitasyon giderlerinin takas imkanı tartışılarak konu kapanacakken;

23.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit’e yazı yazarak TÜBİTAK’a görev veriniz ve inceleme yapsınlar hele, Danıştayın endişeleri aşılmış mı der.. Bunu ilkin Yazar Mustafa Balbay ele geçirir ve yayınlar.(Keşke o konuşsa.)

24.Tübitak’ın 10 öğretim üyesi yörede yarım gün dolaşarak, çuvalla evraklar alarak, kısmen Amerika seyahati yaparak, ‘’yabancı sermaye ürkütülmemelidir, zaten “bir hava ölçüm cihazı, bir siyanür ölçüm cihazı devreye sokulmuştur, bir set yapılmıştır” diyerek olumlu mütalaa vermişler. Bunun üzerine Bülent Ecevit’in başkanlığında Müsteşar yardımcısı Füsun Köroğlu imzasıyla bir genelge yayınlanmış, diğer bakanlıkların izinler vermesi bildirilmiştir. Aleyhine açtığımız davada İzmir İdare mahkemesi hukukun arkasında dolanılamayacağını, yöre halkını 20 ile 50 yıl endişe içinde yaşatmaya kimsenin hakkı olmadığını gerekçelendirerek esaslı bir iptal kararı vermiştir

25.Bu iptal kararı üzerine Danıştay’ın 6. dairesi adli tatil yüzünden nöbetçi mahkemede başbakanlığın icrai bir bakanlık olmadığını, koordinatör bakanlık olduğunu gerekçelendirerek yürütmeyi durdurma kararını kaldırabilmiştir..

26.İşte bunun üzerine işletme garip bir şekilde altın işletme faaliyete başlamıştır.

27. Başbakanlığın talimatını gören Sağlık Bakanlığı 1 yıllık deneme üretimi izni verir. Aleyhine İzmir İdare Mahkemesi insana ve doğaya yakın duran hoş bir yürütmeyi durdurma kararı verir. Hatta itiraz üzerine Bölge İdare Mahkemesi de itirazı reddeder.

28.Başbakanlığın iznini gören Orman Bakanlığı Orman tahsis izinini verir. Aleyhine İzmir İdare Mahkemesi hoş bir yürütmeyi durudurma kararı verir. Hatta itiraz üzerine Bölge İdare Mahkemesi de itirazı reddeder.

29. Başbakanlığın iznini gören Çevre Bakanlığı benim işim varlığım, gereğim yok ben yokum der. (Aleyhine açtığımız dava İzmir İdare Mahkemesi ortada işlem yok ki diyerek bizi geri çevirir. Danıştaya götürürüz. Danıştay da 4 yıl kadar düşündükten sonra bu kararı onayladı.)

30.Bu 4 işlem aleyhine de dava açılır, kazanılır.

31.Bu arada Gümüşhane Mescitli altın şantiyesi
Artvin kafkasör
Gaziemir Efemçukuru
Adana Saimbeyli
Tunceli
Karşıyaka Arapdağı
Uşak Eşme
Salihli Sardes (Belediye Başkanı Zafer Keskiner konuşabilir.)

Yörelerde paneller ve tartışmalar yapabildi. Ora Şantiyeleri ve hukuk ve halkın muhalefeti sözkonusudur...


32.Türkiyede mahkeme kararlarına direniş geleneğini bilen Köylülerin Avukatı 651 Müvekkilinden 69 ‚ unu harç kaygısı ile ayırarak dönemin başbakanı Mesut Yılmaz ve İmren Aykut ve Cumhur Ersümer ve Yaşar Topçu ve Erol çakır ve Halil İbrahim Özsoy hakkında birer milyar liralık tazminat davasını Ankara 5. Asliye Hukuk hakimliğinde (1998/13 E 1999/749 K) açmışsa da davası reddolunca Yargıtay 4. HD’ ne başvurmuştur. Yüksek mahkeme önce (2001/3884E – 2001/8478 K ) o süreçte İmren Aykutun hukuka sarıldığı saptaması ile onu tazminat sorumluluğundan sıyırarak diğerlerinin mahkum edileceğini karar bağlamıştır. Daha sonra Tashihi karar aşamasında da (2002/828 E _ 2002/3144 K ) Erol Çakırın Vali olarak mahkeme kararını uygulanması için çalıştığının saptanması ile onu da sorumluluktan çıkarmıştır. Böylece diğer davalıların tazminat sorumluluğu tamamlanmış ve icra dairesi aracılığı ile başbakan ve bakanların kişisel ceplerinden tahsilat yapılabilmiştir.( Adliyenin resmi verilebilinir.)

33.T.C.iç hukukunda mahkeme kararı uygulatılamayınca AİHM’ne dava taşınmış ve burada AİHS ve 8. maddelerin ihlali kararı elde edilmiştir. Ve de bi ton para…

34. Bir hukuk devletinde artık direnilmeyip, hukuka uyulup çözüm beklenirken yine üçüncü bir arkaya dolanma gözlenmiştir.

35. 09.08.2004’te NEWMONT firması Çevre Bakanlığına yeni izin başvurusu yapar. Bakanlık 11.08.2004’te format verelim size der. 16.08.2004’te bakanlık 15 nüsha format verir. 26.08.2004’te Ankara’da devletin ilgili değişik uzmanları toplanır. FRG-SRK şirketinin hazırladığı bu ek rapor çevre mühendisleri birimi tarafından atıklar yönünden, ağaçlandırma birimi tarafından önceki rapor değerlendirilmedi diyerek, devlet su işleri tarafından 12 kuyu açılmadı diyerek, sağlık bakanlığı tarafından uzaklık gösterilmedi diyerek, teknik rapor hazırlanmadı diyerek, doğa koruma müdürlüğü tarafından sonra rapor vereceğiz diyerek, orman bakanlığı tarafından yer altı suyu belirsizdir, tarım raporu yoktur, 9Eylül Üniversitesinden rapor istenmelidir diyerek, meteoroloji eksiklikler bulduğunu söylemesine rağmen 27.08.2004 günü bütün bu şerhlere rağmen hukukta yeri olmayan ÇED durum belgesi adı altında bir izin verilmiştir.

36. İşte bu izin aleyhine İzmir 1. İdare mahkemesine dava açılmış, ne hikmetse o bilirkişi incelemesine karar verdiği, ücretini dahi yatırttığı halde bilirkişi incelemesine geçilmemiştir. Anlaşılmaz bağlantılarla 3. İdare mahkemesinde 2005/794 esasla dosyamız oluşmuştur. Bu dosyadan bilirkişi incelemesine daha yeni geçilebilmiştir. Bizim bu bilirkişi için ‘’ İstanbul’da hem de üçünün çevre bilimi öğretim üyesi olması gereksizdir ‘’ yolundaki itirazlarımız ciddiye alınmamış ve Prof. Dr. Orhan Yenigün, Prof. Dr. Miray Bekbölet, Doç. Dr. Ayşen Erdinçer’den kurulu heyete görev verilmiştir. Biz bu heyette 3 tane çevre hocasının bulunmasının lüzumsuz olduğunu, insana dönük bir halk sağlığı öğretim üyesinin gerekli olduğu, zehirlenen doğa toprak yönünden bir toprak hocasının gerekli olduğu yönünde yaptığımız tüm itirazlarımız reddedilmiştir.

37. Öte yandan bu iznin ardından ABD büyükelçisinin baskısının da reddedilmediği biçimiyle imar planı izni verilmişse de bunun hakkında da mahkemece iptal kararı verilmişti. Ve elimizde bizim bu 2 iznimiz yani çed izini ve imar izni var denilerek gayrı sıhhi müessese izni alınmış bu izin aleyhine de iptal kararı alındığı için en son, çok taze, 10 numaralı enteresan bir maden yönetmeliği çıktı, o yönetmelik çed izni bile aramıyor diyor denilerek izin verilmişse de b un un dahi aleyhine belki 72. dava olarak İzmir 1. İdare mahkemesinde 2006/1442 esas sayılı davayı açmışızdır. Ve fakat mahkeme bu davayı tartışmayıp çed iznine bakan, İstanbul’dan bilirkişi raporu beklenen davaya bağlamıştır.

38. Yine yanı başında orman izinleri iptal edildiği için yeni bir izin daha verdikleri ortaya çıkmış. Bu orman izinleri aleyhine de İzmir 3. İdare mahkemesinde 2000/ 1862 esasta açılan dava hala sürmektedir.

Yani 72 yargıç olmaz dediii
72 kere idareler ve firma ittifakı arkaya dolandı…
Artık belki belediye başkanları da gazeteciler de yanımıza gelirler de kazanırız belki..

39.İşte bu muhteşem karardan sonra Firmalar ve devlet bürokrasisi çılgına döndü...
Milliyet gazetesinde Bay Bila’ nın garip altın ve Gümüşhane yazıları (Doğan Holding patronu Gümüşhanelidir. İkisinden biri konuşabilseler.)

Milletvekili Erol beylerin siyanürlü suda yüzüşü, ( Suda oynarken resimleri sunulabilinir.)(Sulu havuzun deşarj bölümüne yüzmeye davet edilebilinerek farka dikkat çekerek…)
Başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan beyin Danıştay Nöbetçi daire ziyaretleri... Bunun basındaki yankıları yani Danıştay binası inşaatı için ziyaretin neden Danıştay Başkanına değil de Nöbetçi Başkana yapıldığı gibi... GAZETE KÜPÜRLERİ…)

40.Bizim tarafta da hareket var...

Sivil itaatsizlikler
Ankara baro başkanı (Sadık Erdoğan )
İstanbul baro başkanı (Yücel Sayman )
İzmir baro başkanının beraberce Bergama köy ziyaretleri...VAR… OLUR

Paris Londra Dünya baro başkanlarının Bergamayı ziyaret proğramı gündeme alınmıştır.

41.Danıştay nöbetçi mahkemesi ‘’ başbakanlık işlemi yargı denetimine tabi değildir. ‘’ diye bir karar verince, Bunu altın madeni işletilebilir olarak algılayan devlet ve firma altın üretimine başladı... Şaşılacak bir şey...Ve aşk başladı.... ( İleride Ecevitin kendisine 200 ton çıkacağı 35 milyar dolar geleceği söylenince yanındakilere ‚’ şunu çabuk çabuk çıkaramazmısınız ? ’’deyişi AKTARILMALIDIR..)

42.Bu kararı beğenmedik. Böyle şey olmaz dedik. Başbakanlığın işlemi nasıl yargı denetimine tabi olmazmış dedik ve Danıştay genel kuruluna başvurduk.

43.Genel Kurul Bütün bu konular Danıştay 6. Dairesi’nin görevidir ‘’ dedi.... Dosya 6. Daire önüne geldi. Uzadı biraz ama burada da iptal kararı yazıldı. ( Daktilo görüntüsü verilebilinir.)

44.Arka arkaya Sağlık Bakanlığı izni ve Orman Bakanlığı izni de yargı tarafından durdurulunca Firma ve Devlet ittifakı bu işe kızdı ve çılgınca GİZLİ BAKANLAR KURULU PRENSİP KARARI ALARAK FİRMAYA ‘’DEVAM ‘’ DEDİLER.
AMA CUMHUR BAŞKANININ İMZALAMADIĞI Resmi gazetede yayımlanmayan prensip kararı başlıklı bu yok hükmündeki karar, Türkiye Çimento fabrikalarının Fransızlara satışında verilen Danıştay kararını, Muğlada çevreye korkunç zarar veren termik santralların faaliyetini durdurtan Danıştay kararını UYGULAYAMAYACAĞIZ DİYEBİLEN 2 BAKANLAR KURULU ÖRNEĞİNİN ARDINDAN BU Bergama için 3. Bakanlar kurulu gizli kararı artık Türkiye’nin hukuk devleti niteliğini tamamen yok etmişti. ( ARANIYOR DİYE GAZETEYE İLAN VERMİŞİM… ADNAN EKİNCİ KONUŞABİLİR.)

45. İzmir Barosu ve köylüler bu kararname aleyhine Danıştayda dava açmışlardır.

46.Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında suç duyurusu yapmışlardır. Sonuç alamamışlardır.

47. AİHM 10/11/2004 tarihli Taşkın 46117/99 ve Ali Öçkan 28.3.2006 Tarih ve 46771 /99 Karar ile VE OY BİRLİĞİ İLE MAHKEME, aşağıdaki kararları almıştır.
1. Sözleşmenin 8. maddesinin ihlal edilmiş olduğuna,
2. Sözleşmenin 6 § 1 maddesinin ihlal edilmiş olduğuna,
4. Sözleşmenin 2. ve 13. maddelerine yönelik başvuruların ayrıca incelenmesine gerek olmadığına.
5. a) manevi tazminat için davalı Devletin, her başvuru sahibi için ayrı ayrı olmak üzere, Sözleşmenin konvansiyon 44 § 2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği günden itibaren 3 aylık süre içinde, ödeme tarihinde uygulanan Türk Lirası döviz kurlarına göre, her davacıya 3 000 EURO (Üç bin Euro) ve bu miktar ile ilgili gerekli vergi tutarını ödemesine,
b) Bu sürenin bitiminden ödeme tarihine kadar bu miktarın bu dönem boyunca uygulanan Avrupa Merkez Bankasının marjinal kredi faizlerinin oranına eşit olarak % 3 artırılması ile elde edilen miktara çıkarılmasına1;
6. Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiştir.

48. Bu arada ; Alman Casusluğu ile suçlanmamız (m) üzerine Ankara DGM ‘ de 2002 /144 esas ile Beraat edişimiz de bu doğrultudadır. Çok ilginçtir. Sayın Hablemitoğlu isimli bey enteresan şekilde 2. Uğur Mumcu mevkiine oturtulmuştur.

49.Türkiye’de yaşayan öğretim görevlisi olduğu söylenen Necip HABLEMİTOĞLU’nun benim arkadaşlarım hakkında Doğa koruma yanlısı çıkışımızı Almanların bol altınları olduğundan bahisle Türkiye’de altın çıkmamasını istiyor olabilecekleri üzerinden Alman ajanı olduğumuzu kitaplaştırması ve bu konuda DGM ‘de 8 yıldan 15 yıla kadar yargılanmamız sırasında bu bey efendiye Internet’de attığınız zarif bir sözcük üzerine aleyhimize açılan tazminat davasında 6,5 milyar TL. tazminat ödemeye mahkum edilişimizin ardından bu haksızlığı da AİHM önüne taşımıştık.

50.Hatta bunun dışında; yardım toplama yasasına göre Bergama Hukuk dosyasına Türkiye halkından para toplayabilip hukuksal mücadeleyi yükseltmek yolundaki hukuki girişimimiz Türkiye iç hukukunda netice vermeyince AİHM ‘ne baş vurmuştuk.


51.Danıştay da devam eden altın davamızda, Savcılık makamının verdiği mütaala’nın savunma – Avukatlık makamından gizlenmesi üzerine ( Daha önce Türkiye Cumhuriyeti Yargıtayında da ikiz konumla davayı AİHM gördüğü e kanun değişikliğine yol açildığı üzere) AİHM önüne getirdiğimiz dosya da mevcuttur.

52. Yörede yine çarpıcı gelişmeler oluyordu. Önce İçişleri Bakanı’nın, İzmir Valisinin, Bergama Kaymakamının eşleri madene giderek mahkeme kararı yerine, madenin çalışması gereğini kamuoyuna açıklarlar. (Biz bunu eşlerine bir açıklama olarak gözlemişizdir.)

53.Amerikan Büyük elçisi Edelman isimli bir bey T.C Bakanlıklarını ve Valiliklerini baskı altına alarak işte söylediğimiz arkaya dolanmayı, hukuksuz izin verdirmeyi, başvuru sahiplerini delirtmeyi, avukatlarını şeker hastası yapmayı, baroları, odaları çökertmeyi başlatmayı becerebilmiştir.

54. Ankara Çevre Bakanlığında tarihin en hızlı ‘’Çed Durum belgesi ‘’ diye yeni uydurdukları bir kavram üzerinden Ankara bürokratlarının muhalif görüşlerine rağmen izin verdirtmişlerdir.

55. Ankara’nın bu izni çıktı diye yıllardır direnmekte olan İzmir İl Bayındırlık Müdürlüğü başlarındaki direnen uzmanın ( Levent Ekizi keşke tanık olarak dinleseniz ) emekliliği ile imar iznini verebilmiştir.

56. Ankara’nın bu izni çıktı diye İzmir Valiliği, hiç değilse sağlık iznini hele hele Avrupa özerk şartı gereği seçimle gelmiş İl Genel Meclisi önüne sunacağı yerde kendisi bizzat izin vererek fonksiyon gasbı ile madeni işletmeye açtırtabilmiştir.(Fakat şimdi akıl başa gelmiş ve son imar planı iptal ilamı İl genel meclisine sevk edilmiştir.)

57. Avukatları olarak bizim büromuza maden çalışanları baskına getirtilmiştir. Büyük güvenlik önlemi ile nasihat verebilmiş onları geri yollayabilmişizdir.

58 Çevre gününde bir muhalif köy toplantısını altın firmasının yumurta yağmuruna tutması engellenememiştir.

59. Bu yumurta yağmuru haberi için 17 adet gazeteci hakkında mesnetsiz hukuka aykırı suç duyuruları, tekzip, tazminat davaları sürdürülmektedir.

60. Altın Fiması Newmont’ un ticari sicil merkezi olan Denver’de yayımlanan Denver post gazetesinde Bergama madeni üzerine korkunç bir haber yayımlanabilmiştir. 12.12.2004

61. Şubat 2005 tarihinde madeni satın aldığı anlaşılan Koza firmasının yöneticisi Cafer Tekin İpek ‘ in İstanbul 10. As.C mahkemesinde 2004/845 esas ile manipulatif işlemler suçlaması işle yargılandığı bilgisini görüyoruz.

62. Taşkın dosyasında tarafınızdan ihlal ve tazminat kararı verilince 30.000 euro almış idik. Bu miktarın idari ajan sorumlulardan RUCU edilmesi yolundaki T.C Başbakanlık ve ilgili kurumlara başvuru dosyamızı da ekte sunuyoruz.(Fakat hiçbir tınma olmadığını gözlüyoruz.)

63. 9.4.2004 tarihli T.C Ege Üniversitesinin Kimya bölümünün yöreden elde ettiği sulardaki arsenik oranının 20 kat fazla bulan raporu dikkatle incelemeye sunuyoruz.

64. İzmir Milletvekili Hakkı Ülkünün T.C Başbakanın yanıtlaması yollu Bergama ile ile ilgili aihm kararlarının uygulanmayışının sorgu önergesini sunuyoruz. Hiç dikkate alınmadığı bilgisini de sunuyoruz.

65. T.C Enerji bakanının mahkeme kararına rağmen uymayacaklarına dair 17.6.2006 tarihli basın açıklamasını ibretle sunuyoruz.

66. Hukuk Profesörü Nükhet Turgut’ un kararınız ve Bergama dosyasını inceleyen ihal katmerini, ısrarını, geriye gidişi gösteren makalesini ekte sunuyoruz.

67. Dr.Necip Hablemitoğlu isimli bir memurun yazdığı kitapta sataşmaları ile ilgili kişilik hakları ve tazminat davaları üzerinde farklı enteresan yargı kararları ve basın haberleri alakası dolayısıyla ekte sunulmuştur.

68. Avukatları Senih Özay aleyhine İzmir Barosu nezdinde yapılan şikayetlerin disiplin soruşturmasına ye olmadığı yolundaki kararlar da ekte sunulmuştur.

69. 9.8.2004 tarihinde karşımıza yeni olarak çıkan Koza firmasının Ankarada T.C çevre Bakanlığına yaptığı çed durum belgesi başvurusu (Çed başvurusu bile değil ) 4 gün içinde yüksek bürokratlar toplantısında sayısız itiraz - karşı görüş, eksik saptama tutanaklarına rağmen hızla izne dönüşebilmişlik belgesini sunuyoruz.

70. Ünlü sinema sanatçısı Vanessa Redgrave ‘ ın ödülünü Newmont firamsının dünyadaki varlığına karşı savaşan ‘’ Alburnus maıor’’ isimli çevre örgütüne armağan edişi de hukukla alakalı görülmüş ve ekte sunulmuştur.

Sonuç : Bergama Ovacıktaki madende altınlı toprak kalmayışı ve fakat Gümüşhaneden, Havrandan ve Dikiliden toprak getirip işletmeye devam etme yolunda altın firması ile idarenin ittifakı ortaya çıkınca herkesin sıtkısı sıyrılmış ve isyan edesi gelmiştir.

Üstelik Havrandan toprak taşımaya karşı da Bursa İdare mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı aldık, hatta Bölge idare mahkemesi de onların itirazlarını reddetti.

Ama bu ilamı da 30 gün içinde uygulamadılar. Savcılığa şikayet yaptık.

Arkadan yine arkaya dolanma çıktı geldi…Valilik bu sefer ‘’ 25 hektar altındaki bir maden arazisi söz konusu olduğundan 1. sınıf gayrısıhhi müessese değil ve izin gereksiz ‘’ denilerek maden açılmış ve danslar eşliğinde faaliyet başlatılmıştır.
HALBUKİ DANIŞTAY GENEL KURULU 9.11.2006 GÜNÜ ‘’ BÜYÜKLÜK ESASINA GÖRE YAPILAN SINIFLANDIRMA’ NIN HUKUKA AYKIRI OLDUĞU, VE İLERİDE TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR DOĞURABİLECEĞİ SONUCUNA ULAŞILMAKTADIR.’’ DENİLEREK YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI VERMİŞ OLMASINA RAĞMEN VALİ BEY BUNU DA ISKALAMIŞTIR. 2. KEZ Yargıtay baş savcılığına şikayet yaptık

Tabii ki artık uzun elyaflı pamuğu, sanayi, domatesinin yüzde kırkını karşılayış, zeytinler ve en kaliteli granit, altına feda edilemeyecek SU olgusu, hukuka arkaya dolanmaya son meselesi artık gündeme gelmiştir. İnşallah gündem geri kaçmaz..
Bu sefer odalar, barolar, dernekler kadınlar çocuklar hukuken ayağa kalkarlar…..

Yani hem T.C Danıştayının kararının, hem AİHM 2 kararının arkasına dolanma devam etmektedir.
Bakanlar Komitesi el koymalıdır. İnceleme başlatmalıdır. Sonuçlandırmalıdır.

Senih ÖZAY Avukat

Hiç yorum yok: